Herkesin merak ettiği, popüler adıyla Web 3.0, World Wide Web’in mucidi Tim Berners-Lee’in tabiriyle Anlamsal Ağ nedir gelin beraber inceleyelim.
- Web 3.0 Teknolojilerinin Gelişimi
- Web 3.0 ve Blockchain
- Web 3.0’ın Temel Özellikleri
- Uygulamada Web 3.0
Web 1.0
1989 ve 2005 arasında kullandığımız sınırlı ve tek yönlü bilgi aktarımının olduğu internetin ilk versiyonudur. Bilgiye ulaşmak zordu ve içerik üretimi belirli insanlar tarafından yapılıyordu.
İnternetin olmadığı zamanları hatırlamak kolay olmayabilir ama aslında internet sadece 30 yaşında. İlk baştaki amacı akademisyenlerin ve hükûmetlerin, yaptıkları araştırmaları kendi aralarında paylaşabilmelerini sağlamaktı. Esas itibarıyla, devasa bir kütüphane niteliğindeydi. 90’lı yılların başında ortaya çıkan internet, kullanıcıların araştırma materyallerine erişmesine olanak verdiği için “Bilgi Ağı” olarak da adlandırılıyordu. E-posta yoluyla herkesle iletişim kurabilmemizi de sağladı.
Kullanıcılar, Web 1.0 sayesinde bilgiye ulaşabiliyor ve e-posta gönderebiliyordu ama sıradan bir kullanıcının içerik paylaşabilmesi mümkün değildi. Bir grup developer, internetteki bilgilerin bekçiliğini yapıyordu. Web 1.0’ın ana işlevi bilgi paylaşmak ve dünyada internet bağlantısı olan herkesle iletişim kurabilmekti. Peki, tarayıcı araçlar ve e-postalar olmadan nasıl içerik üretip paylaşabilirdik?
Web 2.0
2005’ten günümüze kadar kullandığımız kullanıcı etkileşimli internet platformlarıdır. Web 2.0 sayesinde artık içerik üretimini kullanıcılarda yapabilir hale geldi ve sosyal ağların doğuşu bu versiyonda gerçekleşti.
2004 yılında, Facebook ve YouTube, kullanıcılar tarafından oluşturulmuş içerik konseptiyle web’de bir devrim yarattı. Artık internet bağlantısı olan herkes içerik tüketmekle kalmıyor, aktif bir şekilde kendi web içeriklerini de paylaşabiliyordu. İnternet demokratikleşti ve Web 2.0 doğdu.
Kedi videoları ve influencer’lar bir yana, web’de yaşanan bu değişim önemli sonuçlara yol açtı. Kullanıcılar, tek bir ana fikir çevresinde birleşerek kendi topluluklarını oluşturabiliyor ve ardından kendi kendilerine toplu olarak harekete geçebiliyordu.
Bunun en önemli örneklerinden biri Arap Baharı hareketidir. Sosyal medya, bu hareketin katılımcılarının birbirleriyle iletişim kurabilmesinde çok önemli bir rol oynadı ve devasa bir topluluğa dönüşebilmelerini mümkün kıldı. Kendi hâlinde takılan insanlar bir araya gelip, devasa güç yapılarına meydan okuyacak kadar büyük bir şey yarattılar. Hepsi sosyal medya sayesinde oldu. İnanılmaz, değil mi?
Başka bir açıdan bakacak olursak insanların Web 2.0 sayesinde daha önce hiç sahip olmadıkları bir örgütlenme gücüne kavuştuğunu söyleyebiliriz. Ama büyük zararları da olmadı değil.
Web 3.0
Verilerinizi paylaşmadan ve ürettiğiniz içeriklerin mülkiyetini teslim etmeden erişmek istemez miydiniz? Başka bir deyişle, dijital hayatınız size ait olsaydı ve varlıklarınızı otonom bir şekilde yönetebilseydiniz nasıl olurdu? Bu fikrin adı Web 3.0, gerçeğe dönüşmesini sağlayan altyapı ise blok zinciri.
Yapay zekalar sayesinde internetin daha akıllı bir hal alacağı ve kullanıcılara yardımcı olacak programların olacağı internetin yeni versiyonu. Artık içerik üreticilerinin arasına yapay zekalarda eklenecek ve tüm veriler merkeziyetsiz olacak.
Web 3.0 ve Blockchain Web 3.0, Blockchain’in temelini oluşturan merkeziyetsiz protokollerle çalışacaktır. Bu Web 3.0 ile Blockchain arasında güçlü bir bağ oluşturacaktır. Blockchain ile hali hazırda bağ kurmuş olan kripto para birimleri de bu ortaklıkta kendine yer bulacaktır.
Web 2.0 İle İlgili Sorunlar
Web 2.0’ın yapısı, biz kullanıcılar üzerinde eşsiz bir etkiye sahip. Bununla birlikte, halihazırda kullandığımız internet merkezî bir yapıyla yönetiliyor. Sosyal medya, bankacılık ve arkadaşlık gibi pek çok alanda tamamen kullandığımız uygulamaların inisiyatifindeyiz. Bu platformlar da sadece bir avuç internet sunucusuna bağlı olduğu için, tüm sistemin merkezî bir yapıda olmasına yol açıyor.
İnterneti, birkaç devasa güneş (sunucular) ve onların yörüngesinde dolanan binlerce küçük gezegen (her gün kullandığımız uygulamalar) olarak hayal edebilirsiniz. Uygulamalar ve veriler üzerindeki tam yetki ve kontrol tek bir merkezde (sunucu) buluşmuş durumda.
Peki, bu neden sorun teşkil ediyor?
- Çoook basit: Web 2.0’da Hiçbir Şey Size Ait Değil
Web 2.0 sistemindeki tüm deneyimimiz, bize platformlarına erişme olanağı veren merkezî kuruluşların elinde. Bu erişimi istedikleri zaman kesebiliyorlar. Sosyal medya hesabınıza erişmeye çalıştığınızı ama platformun sizi engellemeye karar vermiş olduğunu hayal edin. Tüm fotoğraflarınız, içerikleriniz ve ağınız birdenbire yok olup gidiyor. İçeriklerinizin kontrolüyle ilgili yetki başkasının elindeyse o içerikler aslında size ait değildir.
Dahası, son yıllarda yaşananlara bakınca, internette paylaştığınız içeriklerin ve kişisel verilerin büyük şirketler tarafından para kazanma amacıyla kullanıldığını biliyoruz. Hatta demokratik süreçleri etkilemek için bile kullanılabiliyor. Kısacası mevcut koşullarda, internet size bir şeyler yayınlama izni veriyor ama yarattığınız her şeyin sahibi oluyor ve üzerinden para kazanıyor.
- Verileriniz ticari maldır
Bu da bizi bir sonraki noktamıza taşıyor. Bir hizmete kayıt olduğunuzda, kişisel verilerinizi o hizmete emanet ediyorsunuz. Bunun en güzel örneklerinden biri online bankacılık. Hem kimlik kartlarınız ve adresleriniz gibi kişisel bilgilerinizi hem de finansal durumunuzla ilgili verileri saklıyorlar.
Merkezî veri tabanlarında bu kadar çok kişisel bilgiyi sakladıkları için, haliyle, bilgisayar korsanları da veri depolama sunucularına saldırmak için teşvik edilmiş oluyorlar. Yani, yeni platformlara her kayıt olduğunuzda güvenliğiniz riske girmiş oluyor. Merkezî veritabanları dijital suçlara karşı savunmasız olduğu için, bu yapı, hepimizin güvenliğini riske atıyor.
- Dünya sunucular tarafından yönetiliyor
Ve son olarak, tüm bunların hepsi, her platformun en nihayetinde temelinde olan ve her bilgiye vâkıf bir internet sunucusuna dayanıyor. İnternet kullanımımız tamamıyla hizmet sağlayıcılara bağlı olduğu için, sunucular, bu çağın en güçlü yapıları olarak öne çıkıyor. Dolayısıyla web’i ister sosyal medya, ister flört bulma, ister ticaret veya bankacılık için, isterseniz de başka bir amaçla kullanıyor olun, tüm sistem bilgilerimizi toplayan ve verilerimiz üzerinde mutlak kontrol sahibi olan bir avuç devasa kuruluşa dayanıyor. Kimin elinde olursa olsun tehlike yaratacak bir güç miktarından bahsediyoruz.
Özetlemek gerekirse, Web 2.0 bize içerik yayınlama, topluluklar oluşturma ve sosyal hareketler başlatma imkânı vermiş olsa da en önemli bilgilerimizi büyük dijital kuruluşların ellerine teslim etti. Hiçbir şey bize ait değil. Dahası, internette bireysel olarak “tam bağımsızlık” diye bir şey söz konusu değil.
Buna ek olarak, Web 2.0, otonom bir şekilde değer aktarımı yapmamıza izin vermiyor. Günlük hayatımızın online bankacılık gibi çeşitli alanlarını dijitalleştirmiş olsa da hâlâ aracılara ve üçüncü taraf sağlayıcılara bağımlıyız. Ürettiğimiz içeriklerin mülkiyetine sahip olmak ve doğrudan bir insandan diğerine değer aktarmak için bize herhangi bir yöntem sunmuyor. Bununla birlikte, teknolojik gelişmeler engel tanımaz.
Web 3.0’ın Temel Özellikleri
Her Yerde Aynı Anda Bulunma Özelliği Web 2.0 her yerde bulunma özelliğini içerse de Web 3.0 Nesnelerin İnterneti özelliği ile bunu ileri seviyeye taşıyacaktır. Sadece telefonlar ve bilgisayarlar ile yetinmeyip herkes için her yerde olacaktır.
Anlamsal Ağ
Web 3.0 üzerindeki anlamsal uygulamalar verilerin anlamlarının analizlerini yaparak bizi en doğru sonuca ulaştıracaktır. Web 3.0 arama motorlarından Wolfram Alpha ile Google’da aynı aramayı yaptığımız da fark gözlemlenebilir olacaktır.
Her iki arama motorunda da Turkey vs Germany aramasını yaptığımızda; Wolfram Alpha yaptığımız aramanın anlamına önem verdiği için bize her iki ülkeyi kıyaslarken; Google futbol demediğimiz halde popüler olduğu için futbol sonuçlarını bize sunuyor.
Yapay Zeka
Web 2.0 ağırlıkla insan tabanlı çalışmaktadır. Haliyle objektif olmayan, hileli bir çok içerikle karşılaşabiliyoruz. Web 3.0 ise yapay zeka kullanıcılara tarafsız ve objektif içerikler sunabilecek.
3D Grafikler
Web 3.0 ile hayatımıza girecek bir diğer yenilik ise 3 boyutlu sanal dünyalar ve grafikler olacaktır. Bu 3 boyutlu dünyalar güncel adıyla Metaverse’ler hayatımıza girmeye başladılar bile.
Kripto ve Web 3.0
Temelde bize web 3.0’ı getiren şey blockchain teknolojisi. Bunu yayan ve kitleleri çeken sexy konu ise kripto paralar. Yalnız bu konu o kadar yeni ve sürekli mayoz geçiriyor ki ne kadar bilirsek bilelim hala eksiğimiz var ki bana bu dudum Kripto Para Yatırımı Notlarım – Acemi Yatırımcılara Özel yazısını yazdırma gereği duyurdu. Üstelik bununla da bitmiyor Adım Adım Coin Seçerken Dikkat Edilmesi Gerekenler ile kesinlikle atlanmaması gereken konu 17 Soruda Tokenomics Nedir ve Nasıl Kullanılır? ve bu dünyayı öğrenirken araçlardan faydalanmak gerektiğinden Kripto Piyasasında Faydalı 15 Web Sitesi yazısını da çok iyi incelemek gerekiyor.
Web2.0’dan web3.0’a geçerken ise önce bu dünyayı benimseyip portföyünüze kripto paraları entegre edecekseniz giriş seviye olarak Kripto Para Yatırımı İçin Borsa Seçimi, tamamen web3.0’da gelişme seviyesi olarak Adım Adım MetaMask Cüzdan Kurulumu yazımı ve son olarak ciddi yatırımlarınızın güvenliği için Soğuk Cüzdan Nedir? yazılarıma göz atmanızı şiddetle tavsiye ederim. Bu sizi bir çok insandan 3-4 adım önde tutacak ve blockchain teknolojisini daha iyi anlamada ve kripto yatırımını yaparken daha bilinçli yatırım yapmada bilgi tutacaktır.